Bin Dokuz Yüz Seksen Dört

George Orwell 1903’te Hindistan’da dünyaya gelmiştir.  Asıl adı Eric Arthur Blair olup hem 20. yüzyıla hem de günümüze damga vuran dünyaca ünlü bir İngiliz yazardır. İlk öğrenimini bir Katolik okulunda yaptıktan sonra İngiltere’nin en köklü okullarından olan Eton Koleji’nde burslu okumuştur. 1922 yılında koleji bitirdikten sonra o tarihlerde krallığın bir sömürgesi olan Burma’ya giderek bir süreliğine buradaki polis teşkilatında çalışmıştır. Burma’dan İngiltere’ye döndüğünde hayallerini gerçekleştirmek için yazar olmaya karar vermiştir. Ancak ekonomik bakımından çok zorluk çekmiştir. 1920’lerin sonunda iki yıllığına Paris’e gitse de orada da umduğunu bulamamış, birçok zorluk yaşamış ve sonunda ülkesine dönmüştür.

1936 yılına gelindiğinde İspanya İç Savaşı’nda Cumhuriyetçi gönüllülere katılmak için İspanya’ya gitmiştir. Ancak önceleri muhabir olarak savaşı takip ederken daha sonra Cumhuriyetçi milislerin safına katılmıştır. İç savaş esnasında bir keskin nişancının kurşunuyla boğazından vurulmuşsa da kurtulmayı başarmıştır. İspanya İş Savaşı’ndan sonra siyasal görüş olarak daha da radikalleşen Orwell 2. Dünya Savaşı esnasında BBC’nin Hindistan yayınları bölümünü ve daha sonra Tribune gazetesinin edebiyat sayfasını yönetmiştir.

1944’te Hayvan Çiftliği kendisini büyük bir üne kavuşturmuş ve maddi sıkıntılarına son vermişse de yoksul olduğu dönemlerin etkisiyle yakalandığı verem hastalığı nedeniyle hayatının son dönemlerini hastanede geçirmiş, nihayet 21 Ocak 1950’de genç yaşta vefat etmiştir.Orwell’ın en önemli ikinci kitabı 1949 yılında yayımlanan Bin Dokuz Yüz Seksen Dört’tür. 1947-1948 yılları arasında kaleme aldığı edebiyat tarihinin en önemli distopik romanını yazar ilk önce “Avrupa’daki Son Adam” adıyla yayımlatmak istemiştir. Ancak yayıncının müdahalesiyle Bin Dokuz Yüz Seksen Dört ismiyle çıkmıştır. Kitap, 2. Dünya Savaşı sonrasında yeniden şekilllenen bir dünyadan, 1984 yılından bahsetmektedir. 1984 yılında insanların özgürlüğü elinden alınmış, bireysellik ve yaratıcı düşünce yok edilmiştir. Psikolojinin aile, politika, ekonomi gibi kavramlarla ilişkisine de değinilen bu distopik roman Okyanusya isimli bir yerde -ki burası aslında Londra’dır- geçmektedir. Avrasya ve Doğu Asya ile birlikte dünyada kalan üç devletten biri olan Okyanusya’yı Parti, Parti’yi de Büyük Birader yönetmektedir. Burada yaşayan herkes Parti tarafından izlenmekte, bütün ekranlarda Büyük Birader görülmektedir. Düzen karşıtı bir düşünceye sahip olanlar ise Düşünce Polisleri tarafından buharlaştırılmaktadır.

Bin Dokuz Yüz Seksen Dört Dinle

Kitap Ayrıntıları

Yayınevi
Storyside
Süre
10Saat 57Dak

Bu kitabı dinlemek ister misin?

Storytel'de tüm kitapları ilk 14 gün ücretsiz dinle.

Bin Dokuz Yüz Seksen Dört Konusu

Romanın kahramanı Winston Smith Parti’nin düşük rütbeli bir üyesi olup dört bakanlıktan biri olan Gerçek Bakanlığı’nda çalışmaktadır. İşi de odasındaki iki basınçlı borunun birinden gelen eski gazete, kitap, dergi, film, fotoğraf gibi ideoloji ya da siyasi bakımdan önemli olan şeyleri diğer borudan gelen talimatlar doğrultusunda değiştirmektedir. Parti tarafından yok edilmesi istenenler ise bellek deliğinden atılarak yakılmaktadır. Parti karşıtı olan Winston bir gün kendisi gibi muhalif olan Julia isimli bir kadınla tanışır. Önceleri onun Düşünce Polisi’nin bir muhbiri olduğunu düşünse de yasak olmasına karşın zamanla aşk yaşamaya başlarlar. İkinci el mallar satılan bir dükkanın üst katını kiralayan ikili sık sık buraya giderek birllikte olur. Ancak dükkanın sahibi Mr. Charrington bir Düşünce Polisi’dir. Winston ve Julia bir gün kendileri gibi muhalif olduğunu düşündükleri İç Parti üyesi O’Brien’ın evine giderler. Ancak O’Brien da bir casustur…

Devamını Oku

Kitap Ayrıntıları

Yayınevi
Storyside
Süre
10Saat 57Dak

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir