Notre Dame’in Kamburu
1802 yılında Fransa’da doğan Victor Hugo daha çocukluk çağında şiir ve piyes yazmaya başlamış, 15 yaşında Académie Française tarafından düzenlenen şiir yarışmasını kazanmıştır. Gençliği Fransa’nın çalkantılı siyasi ortamında geçen Hugo’nun ilk romanı 1823 yılında, ikinci romanı 1826 yılında yayımlanmıştır. 1829-1849 yılları arasında ise döneminin en iyi şairleri arasında sayılmasına yol açan beş şiir kitabı çıkmıştır. Çağdaşı olan pek çok genç yazar gibi Hugo da 19. yüzyılda romantizm akımının önemli temsilcilerinden olan Chateaubriand’dan etkilenmiştir. Hatta kendisinden o kadar etkilenmiştir ki tıpkı onun gibi romantizm akımının eksiklerini gidermeye çalışmış, politikayla ilgilenmiş ve görüşleri nedeniyle sürgün edilmiştir.
Hugo’un olgunluk eseri olarak sayılabilecek toplumsal vicdanı incelediği ilk kurgu kitabı 1829 yılında Bir İdam Mahkumunun Son Günü adıyla yayımlanmıştır. Bu kitap Dostoyevski, Albert Camus ve Charles Dickens gibi dünyaca ünlü yazarları oldukça etkilemiştir. Toplumsal yoksulluk ve adaletsizliği ele alan büyük bir eser üzerine 1830’larda çalışmaya başlamışsa da bu kitabı tamamlaması tam 17 yıl sürmüştür. Ancak 1862 yılında yayımlanabilen bu kitap Sefiller kitabıdır. Roman kısa sürede büyük bir ilgi görmüş ve Fransızlar üzerinde derin etkiler bırakmıştır. 1852 yılında uğradığı sürgün cezası nedeniyle yedi yıl sürgünde kalan yazar, cezası bitmesine rağmen sürgünlüğünü gönüllü olarak 1870 yılına kadar uzatmıştır. Sürgünde geçirdiği yıllarda Deniz İşçileri (1866) ve Gülen Adam (1869) adlı romanlarını yazmıştır. Son romanını ise 1874 yılında Doksan Üç adıyla yayımlanmıştır. Ardında pek çok ölümsüz eser bırakarak 1885 yılında vefat eden dünyaca ünlü yazar Victor Hugo’nun cenazesine yaklaşık iki milyon kişi katılmıştır.
Notre Dame’in Kamburu Dinle
Bu kitabı dinlemek ister misin?
Storytel'de tüm kitapları ilk 14 gün ücretsiz dinle.
Notre Dame’in Kamburu Konusu
Victor Hugo’nun ilk romanı olma özelliğini taşıyan Notre Dame de Paris, yani Notre Dame’ın Kamburu 1831 yılında yayımlandığı büyük bir başarı kazanmıştır. Çok hızlı bir şekilde diğer Avrupa dillerine de çevrilmiştir. Fransız İhtilali sonrası Fransa’nın krallık dönemindeki karanlık günlerinden kesitler sunan romanın yazılması yaklaşık altı ay sürmüştür. İnsanların hayatında kaderin yerini ve yoksulluğun insanı köreltmediğini ortaya koyan bu roman o kadar üne kavuşmuştur ki roman karakterlerinden birisi Notre Dame’ın Kamburu adıyla anılır olmuştur.
Roman, Claude Frollo isimli bir papaz ile Quasimodo isimli bir katedral zangocunun Esmeralda isimli bir kıza aşık olmasını konu edinmektedir. Papaz Frollo bir gün katedralin önünde bir bebek bulur. Bebek çok çirkin olduğu için ona Latincede “eksik, tamamlanmamış adam” anlamına gelen Quasimodo adını verir. Quasimodo büyüdükçe katedralin zangoçluk görevini üstlenir ve bir süre sonra bu yüzden sağır olur. Quasimodo bir gün Esmeralda isimli küçükken Çingeneler tarafından ailesinden kaçırılan güzel bir kızla tanışır ve ona aşık olur. Ancak papaz da Esmeralda’yı sevmektedir. Esmeralda ise yakışıklı ve çapkın bir subay olan Phœbus’a gönlünü kaptırmıştır. XVI. Louis döneminin gölgesinde geçen bu aşk sarmalı etrafında toplumsal eşitsizlik, din ve siyaseti insanların aleyhine kullanan politikacılar ve din adamları eleştirilmiştir.
Devamını OkuDuymadıklarınız
Müzikali yapılan ve filme de çekilen Notre Dame’ın Kamburu’nun yarattığı etkilerden biri de Paris şehri üzerinde olmuştur. Kitabı okuduktan sonra binlerce turistin ziyaret etmek için geldiği ama uzun zamandır ihmal edilmiş olan Notre Dame Katedrali restore edilmiştir. Kitap ayrıca Rönesans öncesine ait olan çeşitli yapıların da restore edilmesine ön ayak olarak tarihi ve mimari bir misyon kazanmıştır.