EMRE KONGAR
13 Ekim 1941’de İstanbul’da dünyaya gelen Emre Kongar’ın babası da annesi de İstanbul’da çeşitli liselerde felsefe öğretmenliği yapmıştır. İlkokulu, ortaokulu ve liseyi 1958-59 yıllarında ailesinin de bir süre öğretmenlik yaptığı Şişli Terakki Lisesi’nin fen şubesinde bitirdi. 1959 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne girdi. Öğrenciliği esnasında hocalarıyla ve yabancı uzmanlarla köy, kent ve gecekondularda araştırma projelerinde yer aldı. 1963 yılında Maliye ve İktisat Bölümü’nü bitirerek mezun oldu. Ertesi sene Birleşmiş Milletler bursuyla yüksek lisans yapmak için Amerika’ya gitti. 1966’da Michigan Üniversitesi Sosyal Çalışma Yüksek Okulu’nda yüksek lisansını tamamladı. Yüksek lisansını tamamladıktan sonra Türkiye’ye dönerek Hacettepe Tıp ve Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde öğretim görevlisi oldu, mühendislik öğrencileri de dahil olmak üzere sosyal bilimler dersleri verdi. Aynı zamanda Türkiye’de ilk ulusal nüfus planlama sempozyumunu düzenledi. Hacettepe Tıp ve Sağlık Bilimleri Fakültesi’nin Hacettepe Üniversitesi’ne dönüştürülmesinde İhsan Doğramacı ile birlikte çalıştı. 1967 yılında üniversiteye bağlı Çalışma Sosyal Yüksek Okulu’nu kurarak müdürlüğünü üstlendi. İki yıl sonra İzmir’de Kentsel Aile adlı teziyle doktor unvanı aldı.
12 Mart 1971 muhtırasından sonra İhsan Doğramacı’nın istifa etmesini istemesiyle üniversitedeki görevini bırakarak 1972-74 yılları arasında askerliğini tamamladı. Askerlik görevinin ardından yine İhsan Doğramacı’nın isteği üzerine Ekonomi Bölümü’nde öğretim görevlisi oldu. 1976 yılında Toplumsal Değişme Kuramları isimli teziyle doçent oldu. Aynı yıl Sosyal Çalışma ve Hizmetler Bölümü’ne doçent olarak atandı ve 1978 yılına kadar bölüm başkanlığı yaptı. 1976-79 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi adına Turizm ve Tanıtma Bakanlığı Turizm Planlaması Genel Müdürlüğü’nde danışmanlık yaptı. 2., 3., ve 4. Beş Yıllık Planlar hazırlanırken çeşitli görevlerde bulundu. 1978-79’da Kültür Yüksek Kurulu Üyesi oldu, Gençlik ve Spor Bakanlığı için hazırladığı projenin uygulanmasına katkı sağladı. 1978-81 arasında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde bulunan tiyatro kürsüsünde sanat sosyolojisi üzerine dersler verdi.
1981 yılında Atatürk ve Devrim Kuramları isimli çalışmasıyla profesör olmuşsa da Kenan Evren tarafından profesörlüğü onaylanmadı. 1983 yılına kadar Hacettepe Üniversitesi’nde sürdürdüğü görevinden darbe rejimi sakalını kesmesini isteyince askeri yönetimi ve YÖK’ü protesto etmek için istifa etti. Akademisyenliği bıraktıktan sonra 1987 yılına dek Hürriyet gazetesinde danışmanlık yaptı, aynı yıl Kamuoyu Araştırma Anonim Şirketi (KAMAR)’ni kurdu. 1991’e gelindiğinde buradan ayrıldı ve ertesi yıl Kültür Bakanlığı’nda müsteşar oldu. Müsteşarlık görevini üç yıl sürdürdükten sonra 1996 yılında Hacettepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’ne profesör olarak geri döndü. Bu esnada Federal Almanya tarafından Üstün Hizmet Madalyası Büyük Liyakat Haçı, İtalya tarafından Commandatore Madalyası, Polonya tarafından Commandor Nişanı’na layık görüldü. 1997’de Yıldız Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde çalışmaya başladı. Bir yandan da 2000 yılına kadar İstanbul Üniversitesi’nde dersler verdi. Bir doçentlik sınavında yaşanan kayırmacılık nedeniyle üniversiteden emekli oldu. Hala devam etmekte olduğu Cumhuriyet gazetesindeki köşe yazarlığına 1996 yılında başladı. 2001’de gazetenin yayın danışma kurulu üyesi oldu. 2000’ler boyunca Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde dersler verdi. 1970’li yıllarda TRT’den başlayarak aralıklı olarak 2020’lere kadar çeşitli televizyon kanallarında programlar yaptı.
Kongar, 1977 yılında Türkiye’nin Toplumsal Yapısı isimli kitabıyla Türk Dil Kurumu Bilim Ödülü’nü aldı. Bu tarihten sonra pek çok ödül kazandı. Kendisinin yüzlerce makalesi ve kültür ve sosyal bilimler üzerine kırktan fazla kitabı olup bu kitaplarından bazıları çok satanlar listelerine girmiştir.
Devamını OkuKünyesi
Sosyolog, Akademisyen
13 Ekim 1941
İstanbul, Türkiye
EMRE KONGAR Haberleri
Hayatın bir kitap olsaydı türü ne olurdu? Soruları yanıtla ve hemen öğren!
26/04/2022Kitap okuma işim olmasaydı, sanırım, bu sıkıcı yaşam beni ya ruhsal bir çöküntüye sürüklerdi ya da ondan kurtulmaya çalışırken beni mahvedebilecek, kötü, sonu bilinmez yollara başvurmaya zorlardı. Netoçka Nezvanova, Fyodor Dostoyevski Her geçen gün içeriğine […]
