

ÖMER SEYFETTİN
Cumhuriyet öncesi Türk edebiyatının en önemli isimlerinden olan Ömer Seyfettin, dilde sadeleşmeye verdiği önem ve öykü yazımına getirdiği yeniliklerle bugün hâlâ kısa öykü denilince akla ilk gelen isimlerden. Türkçeyi kullanımındaki saflıkla zamanın diğer yazarlarından ayrılan Ömer Seyfettin, 36 yıllık kısa hayatı boyunca 150’den fazla orta ve kısa uzunlukta öykü kaleme aldı. Savaşlarla dolu bir hayat süren Ömer Seyfettin, edebi kişiliğinin yanında aynı zamanda askerlik ve öğretmenlik gibi farklı alanlarda da çalıştı; ama ne yaparsa yapsın arka planda yazmayı hiç bırakmadı.
Ömer Seyfettin Hayatı
11 Mart 1884’de Balıkesir’in Gönen ilçesinde dünyaya gelen Ömer Seyfettin, babası Yüzbaşı Ömer Şevki Bey’in görevi nedeniyle sık sık taşınmak zorunda kaldığı bir çocukluk geçirdi. 1892 yılında annesiyle birlikte İstanbul’a yerleşen Seyfettin, 1896 yılında Baytar Rüşdiyesi’nden mezun oldu. Daha sonra askeri öğrenim gören yazar, önce Edirne Askeri Lisesi, ardından İstanbul Harbiye Askeri Okulu’nu bitirdi. Piyade asteğmen olarak önce Selanik, ardından Kuşadası’nda görev yaptıktan sonra 1900 yılında İzmir Jandarma Okulu’nda öğretmenlik yapmaya başladı. Üç sene öğretmenlik yaptıktan sonra tekrar Selanik’te ordu görevine başlayan Seyfettin’in edebiyat kariyeri de bu yıllarda başladı. Seyfettin’in okuyucularla buluşan ilk kısa öyküsü “İhtiyarın Tenezzühü” 1900 yılında Mecmua-i Edebiye dergisinde yayımlandı. Bunun ardından birçok gazete ve dergide kısa öyküleri ve şiirleri yayımlanmaya devam etti. Ömer Seyfettin, dili kullanış biçimiyle birçok dergi ve gazetede görev aldı ve 11 Nisan 1911’de çıkan Genç Kalemler dergisinde başyazar oldu. Savaş devam ettiği için derginin dağılması ve Seyfettin’in Yanya Kuşatması’nda esir düşmesi bile yazarın kalemini durdurmadı. Bir sene süren esareti süresince birçok eser kaleme alan Ömer Seyfettin, 1913 yılında İstanbul’a döndü ve Türk Sözü dergisinin başyazarı olarak çalışmaya başladı. 1914 yılında Kabataş Erkek Lisesi’nde başladığı öğretmenlik görevine ömrünün sonuna kadar devam etti. Öğretmenlik yıllarında da yazarlığa devam eden Seyfettin’in sağlık sorunları 1917 yılında başladı ve 1920 yılında şeker hastalığı nedeniyle hastaneye kaldırılmasının ardından vefat etti.
Ömer Seyfettin Kitapları
Yaşamı boyunca öyküleri çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanan Ömer Seyfettin’in hikayelerinin kitap olarak derlenmesi, yazarın ölümünden altı sene sonra Ali Canip tarafından ilk kez gerçekleştirildi. İlerleyen yıllarda farklı yayıncı ve kitabevleri tarafından da derlenen Ömer Seyfettin kitapları, eksiksiz bir şekilde 16 kitap halinde Bilgi Yayınevi tarafından 1962 yılında yayımlandı.
Öykülerinde ana unsur olarak Türkçülük ve milliyetçiliğin baskın olduğu Ömer Seyfettin, günlük konuşma dilini olabilecek en sade şekliyle yazıya döktüğü için bugün bile anlaşılır bir şekilde okunabiliyor. Yazarın onlarca öyküsü ve bu öykülerden derlenmiş kitapları arasında en popüler olanları şunlar:
Diyet
Kaşağı
Başını Vermeyen Şehit
Pembe İncili Kaftan
Perili Köşk
Bahar ve Kelebekler
Ömer Seyfettin Şiirleri
Edebiyat alanında kısa öyküleriyle tanınsa da Ömer Seyfettin, yazım hayatı boyunca pek çok şiir de kaleme aldı. Birçoğu eski adı Hüsün ve Şiir olan olan Genç Kalemler dergisinde yayımlanan Ömer Seyfettin şiirleri de öyküleri gibi yalın ve temiz bir Türkçe kullanımıyla dönemin diğer eserlerinden farklı bir yerde konumlanıyor. Toplu olarak Doğduğum Yer kitabında bulunan Ömer Seyfettin şiirlerinin başlıcaları şöyle:
Doğduğum Yer
Kervan
Yalnızlık
Yıkık Han
Koşma
Kızılırmak
Künyesi
Öykü Yazarı
11 Mart 1881
Gönen, Balıkesir
Sesli Kitapları
ÖMER SEYFETTİN Alıntıları ve Sözleri
ÖMER SEYFETTİN Haberleri
Hayatın bir kitap olsaydı türü ne olurdu? Soruları yanıtla ve hemen öğren!
26/04/2022Kitap okuma işim olmasaydı, sanırım, bu sıkıcı yaşam beni ya ruhsal bir çöküntüye sürüklerdi ya da ondan kurtulmaya çalışırken beni mahvedebilecek, kötü, sonu bilinmez yollara başvurmaya zorlardı. Netoçka Nezvanova, Fyodor Dostoyevski Her geçen gün içeriğine […]