

Simyacı
Dünya edebiyatının fenomenleri arasında yer alan Simyacı, yayımlandığı günden bugüne pek çok hayata dokunmaya devam ediyor. Brezilyalı yazar Paulo Coelho tarafından 1988 yılında yayımlanan eser, Doğu ve Batı dünyasına aynı pencereden ışık tutuyor. Coelho’nun Mesnevi’deki bir kıssadan hareketle kaleme aldığı Simyacı, macera dolu öyküsü ve felsefi yönüyle başucu kitabınız olmaya aday!
Etkileyici hikayesi, sade anlatımı ve derinliğiyle Simyacı, dünya klasiklerinin en sevilen eserlerinden biri. Yayımlandıktan kısa süre sonra 42 ülkede basılan ve 26 dile çevrilen eser, 1996’dan günümüze Türkiye’de de en çok okunan romanlar arasındaki yerini koruyor. Eğer hem bir macera tutkunu hem de felsefe meraklısıysanız Simyacı, sizi de etkisi altına alacak.
Simyacı, Santiago adındaki Endülüslü bir çobanın İspanya’dan başlayıp Mısır’da sona eren yolculuğunu konu ediniyor. Gördüğü bir rüya üzerine sahip olduğu her şeyi ardında bırakan Santiago’nun bu serüveni, onu düşlerine kavuşturduğu kadar hayatın hakikatine de ulaştırıyor. Simyacı’nın sayfalarını çevirdikçe siz de Santiago’yla birlikte kendi içinize doğru bir yolculuğa çıkacaksınız.
Kendi Kişisel Menkıbenizi Keşfetmeye Hazır Olun!
Simyacı Dinle
Bu kitabı dinlemek ister misin?
Storytel'de tüm kitapları ilk 14 gün ücretsiz dinle.
Simyacı Konusu
Simyacı, Santiago adlı Endülüslü bir çoban çocuğun yolculuğunu okuyucularla buluşturuyor. Tekrar edip duran rüyasının bir vahiy olduğuna inanan Santiago, yakındaki kasabada yaşayan Çingene bir falcıya bunun anlamını sorar. Kadın rüyayı çocuğa Mısır piramitlerinde bir hazine keşfedeceğini söyleyen bir kehanet olarak yorumlar.
Yolculuğunun başlarında, Mısır'a gitmek için koyunlarını satmasını söyleyen ve Kişisel Efsane fikrini tanıtan Melchizedek adında eski bir kralla veya Salem kralıyla tanışır. Kişisel Menkıbeniz "her zaman başarmak istediğiniz şeydir. Herkes, gençken, Kişisel Menkıbesinin ne olduğunu bilir."
Afrika'ya adım atmasıyla birlikte, Santiago'yu piramitlere götürebileceğini iddia eden bir adam, koyunlarını satarak kazandığı parayı ondan çalar. Santiago’nun, daha sonra kişisel menkıbesini gerçekleştirecek ve piramitlere gidecek kadar para kazanmak için bir kristal tüccarı için uzun bir süre çalışması gerekir.
Yol boyunca, bir simyacıyı aramaya gelen ve karşısına çıkan bu yeni arkadaşıyla seyahatine kaldığı yerden devam eden bir İngilizle tanışır. Bir vahaya ulaştıklarında Santiago, Fatima adlı Arap bir kızla tanışır ve çok geçmeden ona âşık olarak evlenme teklif eder. Evlenmeyi ancak yolculuğunu tamamladıktan sonra gerçekleştireceğine söz verir. İlk başta hayal kırıklığına uğrasa da daha sonra gerçek sevginin yok olmayacağını ve kişinin kendi kaderini feda etmesi gerekmediğini öğrenir. Çünkü eğer kızla kalırsa kaderini değiştirecek ve bu durum da onu hakikatten mahrum edecektir.
Santiago, daha sonra kendisine gerçek benliğini anlamayı öğreten bilge bir simyacıyla karşılaşır. Birlikte, o bölgede savaşan kabilelerin topraklarında bir yolculuğa çıkma riskini almaya karar verirler. Burada Santiago, yola devam etmesine izin verilmeden önce kendisini bir samyeline dönüştürerek "dünyanın ruhu" ile birliğini görmek zorunda bırakılır. Piramitlerin önünde kazı yapmaya başladığında yine soyulur, ancak hırsızların liderinden aradığı hazinenin ilk rüyasını gördüğü yıkık kilisede bulunduğunu öğrenir.
Devamını OkuDuymadıklarınız
Coelho, Simyacı’yı 1987'de yalnızca iki hafta içinde yazdığını belirtmektedir. Hikayenin "ruhunda çoktan yazılmış" olduğu için bu hızda yazabildiğini açıklamıştır. The New York Times'a göre Simyacı, bir edebiyat eserinden çok “kişisel gelişim kitabı" olsa da, kitabın ana teması kişinin kaderini bulmakla ilgilidir.
Simyacı ilk olarak, Brezilya’daki küçük bir yayınevi olan Rocco tarafından yayımlandı. İyi bir satış rakamına ulaşmış olmasına rağmen, yayıncı bir yıl sonra Coelho’ya romanın haklarını geri vermeye karar verdi. Bunun üzerine Coelho, karısıyla Rio de Janeiro'dan ayrılmak için yola çıktı ve 40 gününü Mojave Çölü'nde geçirdi. Geziden dönen Coelho, mücadeleye devam etmesi gerektiğine karar verdi ve eserinin harika bir kitap olduğuna o kadar ikna olmuştu durumdaydı ki kitabın kaderi için birçok yayıneviyle görüşmeye başladı.