HALİDE EDİB ADIVAR

Osmanlı İmparatorluğu’ndan Cumhuriyet Türkiyesi’ne geçişte yaşanan sancılı dönemde kadınların toplumsal hayata katılarak, eşit eğitim hakkından faydalanabilmeleri için büyük bir mücadele yürüttü. Akademisyen olarak çalıştı, millet vekilliği yaptı. “Ateşten Gömlek”, “Sinekli Bakkal”, “Türk’ün Ateşle İmtihanı”, “Vurun Kahpeye” gibi eserleriyle bir döneme ayna tutarak edebiyat alanında gelecek kuşaklara büyük bir miras bıraktı. Çok yönlü kişiliğiyle tarihimizin en önemli kadın figürlerinden birine dönüşen; yazar, akademisyen, siyasetçi, öğretmen gibi birçok sıfatı tek bir ömre sığdırmayı başaran Halide Edib Adıvar kimdir?

Halide Edib Adıvar’ın Hayatı

Halide Edib Adıvar 1884 yılında İstanbul, Beşiktaş’ta dünyaya geldi. Küçük yaşta annesi Berfiem Hanım’ı kaybedince, II. Abdülhamit döneminde hazine kâtipliği yapan babası Mehmet Edib Bey kızının eğitimi ile yakından ilgilenmeye başladı. Hem Batı eğitim sistemine göre hem de Osmanlı-Türk geleneğine göre yetiştirilen Halide Edib, Şükrü Efendi’den Arapça, Rıza Tevfik’ten felsefe ve Fransızca, Salih Zeki’den matematik dersleri aldı.

Yedi yaşında iken yaşı büyütülerek girdiği Üsküdar Amerikan Kız Koleji'nden bir öğrencinin ihbarı üzerine uzaklaştırılınca ilk öğrenimini evde tamamlamak zorunda kaldı. Jacob Abbott'un "Ana" adlı eserini başarılı bir şekilde İngilizceye çevirdiği için II. Abdülhamit tarafından “Şefkat Nişanı” ile ödüllendirince yarım bıraktığı eğitimini tamamla şansı yakaladı. İngilizce ve Fransızca eğitim gören yazar Üsküdar Amerikan Kız Koleji’nden lisans derecesi alan ilk müslüman kadın oldu. 

Halide Edib Adıvar ilk evliliğini kolejdeyken tanıştığı matematik öğretmeni Salih Zeki Bey ile yaptı. Bu evlilikten 1903 yılında ilk oğlu Ayetullah ve ondan on altı ay sonra da ikinci oğlu Hasan Hikmetullah Togo dünyaya geldi. Bir taraftan çocuklarının yetiştirilmesiyle uğraşan Halide Edib Adıvar, bir taraftan da edebiyat alanında çalışmalarını ara vermeden sürdürdü.

Yazıları ilk defa 1908 yılında Tevfik Fikret’in çıkardığı Tanzin’de yayınlanmaya başladı. 1909 yılında siyasi içerikli yazılar da kaleme almaya başladı. 31 Mart ayaklanmasından sonra ölüm tehditleri almaya başlayınca iki oğlunu da yanına alarak önce Mısır’a, ardından da İngiltere’ye geçti. Burada tanıştığı önemli fikir adamlarıyla yaptığı sohbetler onun siyasi görüşlerinin şekillenmesinde etkili oldu.

Eşi Salih Zeki Bey ikinci bir evlilik yapmak isteyince çiftin evliliği sona erdi. Boşandıktan sonra Halide Salih yerine, Halide Edib ismini kullanmaya başladı. Bu ayrılığı ardından 1910 yılında “Seviyye Talip” isimli romanını yayımladı. Kocasını terk ederek sevdiği adamla yaşayan bir kadının hikâyesini anlatan bu roman büyük eleştirilere maruz kaldı. 1916 yılında aynı zamanda aile doktorları olan bilim insanı Adnan Adıvar ile evlenerek “Adıvar” soyadını aldı. Dünya Savaşı yıllarında müfettişlik görevi nedeniyle Arap eyaletlerinde dolaşan yazar, daha sonraları buradaki izlenimlerini, anılarını aktardığı “Mor Salkımlı Ev” isimli eserini kaleme aldı. 

Milli Mücadele döneminde cephede de aktif olarak rol alan Halide Edib aynı zamanda pek çok mitingde hatip olarak kürsüye çıktı. Yaşadığı bu dönem onun eserlerine de yansıdı. Savaş sırasında karşılaştığı durumlardan esinlenerek “Ateşten Gömlek”, “Kalp Ağrısı” gibi büyük ilgi uyandıran pek çok eser kaleme aldı.

Savaş sırasında cephedeyken başçavuşluğa kadar yükselen yazar, cumhuriyetin ilanından sonra Akşam, Vakit ve İkdam gazetelerinde yazmaya başladı. Aynı dönemde Cumhuriyet Halk Fırkası ve Mustafa Kemal Atatürk ile fikir ayrılıkları yaşayamaya başladı. Cumhuriyet Halk Fırkası’ndan gittikçe uzaklaşan Halide Edib Adıvar, eşi Adnan Adıvar ile birlikte Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın kuruluş aşamasında yer aldı. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kapatılıp, meclise olağanüstü yetkiler veren Takrir-i Sükûn kanunları kabul edilince eşi ile birlikte İngiltere’ye yerleşti. On dört sene yurt dışında yaşadıktan sonra 1939 yılında İstanbul’a geri döndü. İstanbul Üniversitesi İngiliz Filolojisi kürsüsünü kurdu ve on yıl kürsü başkanlığı yaptı. Bir taraftan siyasetle uğraşırken, diğer taraftan da akademik çalışmalarını sürdüren Halide Edib Adıvar 1964 yılında seksen yaşındayken böbrek yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetti. 

Halide Edib Adıvar’ın Eserleri

Halide Edib Adıvar romanlarında, imparatorluktan cumhuriyete geçişte yaşanan köklü değişiklikleri ve halkın savaş döneminde çektiği zorlukları anlattı. Tarihe ayna tutan bu romanlarını yazarken kullandığı yalın dil eserlerinin günümüze kadar ulaşmasını sağladı. 

1910 yılında yazdığı, kocasını terk ederek sevdiği adamla yaşayan bir kadının hikâyesini anlattığı Seviye Talip isimli romanı büyük yankı uyandırdı. Büyük tartışmalara yol açan bu roman sonradan feminist bir eser olarak değerlendirildi.

Anı ve inceleme türünde de eserler veren Halide Edib Adıvar’ın “Ateşten Gömlek”, “Kalp Ağrısı”, “Vurun Kahpeye”, “Zeyno’nun Oğlu”, “Sinekli Bakkal” isimli romanları en çok ses getiren eserleri oldu. 

Kurtuluş savaşı üzerine yazılan ilk roman olarak kabul gören “Ateşten Gömlek” 1922 yılında yayımlandı. Cephede aktif olarak görev alan Halide Edib Adıvar bu romanında bağımsızlık savaşı sırasında yaşanan olaylara değindi. 

Aynı erkeğe âşık olan iki kadının hikâyesinin anlatıldığı “Kalp Ağrısı” isimli romanı 1924 yılında yayımlandı. “Zeyno’nun Oğlu” isimli romanı, büyük ilgi gören bu tutkulu aşk romanının devamıdır. 

1926 yılında yayımlanan, konusunu milli mücadele döneminden alan “Vurun Kahpeye” isimli romanı 1949, 1964 ve 1973 yıllarında olmak üzere üç defa beyaz perdeye aktarıldı. 

Halide Edib Adıvar 1936 yılında en ünlü eseri olan “Sinekli Bakkal” romanını yayımladı. Abdülhamit döneminde İstanbul’un kenar mahallerden biri olan Sinekli Bakkal’da doğup büyüyen Rabia isimli hafız bir kızın hayatı üzerinden dönemin koşullarını da anlatan roman yüz binlerce okur tarafından okunmuş ve güncelliğini hiç kaybetmemiştir. 

Devamını Oku

Künyesi

HALİDE EDİB ADIVAR Kimdir?
Yazar, akademisyen, siyasetçi, öğretmen
HALİDE EDİB ADIVAR Kaç Yılında Doğmuştur?
1884
HALİDE EDİB ADIVAR Nerelidir?
İstanbul

HALİDE EDİB ADIVAR Alıntıları ve Sözleri

“Ah sevgili ve ateşli İzmir!” - Ateşten Gömlek
"Her şeyi unutmuş, yalnız kapı arkalarında birbirimizi kovalıyormuş gibi kalbimiz.” - Kalp Ağrısı
“Kâinatta ne varsa hepsi vehim ve hayal, yani aynalara vuran akisler veyahut gölgeler.” - Sinekli Bakkal
“Namus kadının yüzünü açıp açmamasında değildir.” - Vurun Kahpeye
“Dünya, bütün memleketin yoksulluğuna, tutsaklığına rağmen çok güzeldi.” - Vurun Kahpeye

HALİDE EDİB ADIVAR Haberleri

Hayatın bir kitap olsaydı türü ne olurdu? Soruları yanıtla ve hemen öğren!

26/04/2022

Kitap okuma işim olmasaydı, sanırım, bu sıkıcı yaşam beni ya ruhsal bir çöküntüye sürüklerdi ya da ondan kurtulmaya çalışırken beni mahvedebilecek, kötü, sonu bilinmez yollara başvurmaya zorlardı. Netoçka Nezvanova, Fyodor Dostoyevski Her geçen gün içeriğine […]

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir