Ben, Kirke

Amerikalı yazar Madeline Miller 24 Temmuz 1978’de Boston’da doğmuş, New York ve Philadelphia’da büyümüştür. Lisans ve yüksek lisansını Brown Üniversitesi’nde tamamladıktan sonra lisede Latince, Yunanca ve Shakespeare üzerine öğretmenlik yapmaya başlamıştır. Chicago Üniversitesi’de bir sene Sosyal Düşünce Topluluğu’nda, 2009-2010 arasında ise Yale Drama Okulu’nda dramaturji ve drama eleştirisi üzerine çalışmıştır. The Guardian gazetesindeki bir röportajında pek çok kitap, şair ve yazardan etkilendiğini belirterek David Mitchell, Lorrie Moore, Anne Carson ve Virgin gibi isimleri saymıştır. 

Miller 2011 yılında yayımlanan ilk kitabı Akhilleus’un Şarkısı ile önemli bir başarı elde etmiştir. 10 yıl gibi oldukça uzun bir sürede tamamladığı Akhilleus’un Şarkısı yazara kurgu dalında 17. Orange Ödülü’nü kazandırmış, New York Times’ın çok satanlar listesine girmesini sağlamıştır. Kendisinin araştırmaları ve makaleleri ise The Guardian ve Wall Street Journal gibi gazetelerde yayımlanmıştır. 

Onun geniş kitlelerce sevilmesi ve yazdıklarının bu kadar ilgi görmesinde Yunan mitolojisine beslediği hayranlığın bir sonucu olarak kitaplarında bu mitolojik unsurlara yer vermesi ve bunu yaparken kurduğu destansı yapıyı çarpıcı betimlemelerle güçlendirmesi yatmaktadır. Manzum bir biçimde olan bu yapı yazarın okuyucuyla iletişim kurmasını ve duygularını harekete geçirmesini de sağlamaktadır. Yazar bize basit bir şeyin dahi şiirsel bir hikaye ile paralellikler taşıyabileceğini, sıradan duyguların nasıl yaratıcı bir sürecin parçası haline getirilebileceğini göstermektedir. Nitekim ikinci romanı Ben, Kirke‘de de aynı izlere rastlamak mümkündür. 

Ben, Kirke Dinle

Bu kitabı dinlemek ister misin?

Storytel'de tüm kitapları ilk 14 gün ücretsiz dinle.

Ben, Kirke Konusu

Yazarın ikinci kitabı olan Ben, Kirke -orijinal adıyla Circe- 2018 yılında yayımlanmış, Türkiye'de ise ertesi yıl okuyucuyla buluşmuştur. Tıpkı ilkinde olduğu gibi ikinci kitabında da Yunan mitolojisi ana çerçeveyi oluşturuyor. Madaline Miller Ben, Kirke'de Odysseus, İkaros, Minotauros, Zeus ve Prometheus gibi mitolojinin oldukça önemli karakterlerinin yüzyıllardır, hatta binyıllardır anlatılan hikayelerini farklı bir bakış açısıyla ele alarak Olymposlu tanrıları Homeros'un o destansılığıyla okuyucuya aktarmıştır. 

Goodreaders okuyucularının 2018'in en iyi fantastik romanı seçtiği Ben, Kirke eleştirmenlerden de tam not almıştır. Ayrıca dünya genelinde hatırı sayılır bir takipçiye sahip olan HBO kanalı da kitabı TV'ye uyarlamaktadır. 

"Ozanlar benden, -erkek- kahramanın karşısında diz çöküp merhamet dilenen bir kadın olarak bahsetti hep; ilaç katarmışım tatlı şaraplarına, büyüleyip domuza çevirirmişim hızlı giden gemilerin tayfasını, babaevini unutturur, sılaya kavuşmalarına müsaade etmezmişim. Ne demeli, kadınlara haddini bildirmek ozanların en sevdiği vakit geçirme biçimidir; yerlerde sürünüp ağlamazsak gerçek bir hikâye olmazmış gibi. Ama yanılıyorlar, yanılıyorsunuz: Cadılık illa nefret, kıskançlık ya da başka türlü bir kötülükten doğmaz; ben ilk büyümü aşkımdan yapmıştım. 

Ben, helios’un kızı, aiaie cadısı kirke. hayatım boyunca trajedinin beni bulmasını bekledim. bulacağından hiç kuşkum yoktu çünkü başkalarının hak ettiğimi düşündüğünden daha fazla arzum, isyanım ve gücüm vardı, yıldırımları üstüne çekecek şeylerdi bunlar. Ve bir gün, artık bu dünyaya dayanamayacağım, diye düşündüm. Bunun üzerine denizin derinliklerindeki kadim bir tanrı seslendi: öyleyse çocuğum, başka bir dünya yap."

Devamını Oku

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir